saidnursi | Образование

Telegram-канал saidnursi - Risâle-i Nûr

4929

🌹Asrın Tefsîri Risale-i Nur'dan her gün bir vezice paylaşılmaktadır 🌷Kanalımızı Dostlarınıza Tavsiye ederek kanalımızın neşrine destek olabilirsiniz 🤲 📌Tavsiye Kanal 👉 @bediuzzaman @meclisikuran @risaleinur_imtihan İletişim @saidnursi_bot

Подписаться на канал

Risâle-i Nûr

Risale-i Nur'un vazifesi ise, hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehire çeviren küfr-ü mutlaka karşı,
imanî olan hakikatlarla
gayet kat'î,en mütemerrid zındık feylesofları dahi imana getiren kuvvetli bürhanlarla Kur'ana hizmet etmektir.
(Tarihçe-i Hayat/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

... kırk sene evvel İstanbul'da Kâğıthane şenliğinin yevm-i mahsusunda, Köprüden tâ Kâğıthane'ye kadar Haliç'in iki tarafında binler açık-saçık Rum ve Ermeni ve İstanbul'lu karı ve kızlar dizildikleri sırada, ben ve merhum meb'us Molla Seyyid Taha ve meb'us Hacı İlyas ile beraber bir kayığa bindik, o kadınların yanlarından geçiyorduk.
Benim hiç haberim yoktu.
Halbuki Molla Taha ve Hacı İlyas beni tecrübeye karar verdikleri ve nöbetle beni tarassud ettiklerini bir saat seyahat sonunda itiraf edip
dediler: "Senin bu haline hayret ettik, hiç bakmadın."
Dedim: "Lüzumsuz, geçici, günahlı zevklerin âkıbeti elemler, teessüfler olmasından istemiyorum."
(Tarihçe-i Hayat /Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Hem meselâ: Gurur ve kibirde öyle bir ağır yük var ki;
mağrur adam herkesten hürmet ister ve o istemek sebebiyle istiskal gördüğünden daimî azab çeker.
Evet hürmet verilir, istenilmez.

(Latif Nükteler/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

meselâ: Sû'-i zan ve sû'-i tevilde, bu dünyada muaccel bir ceza var.
"Men dakka dukka" kaidesiyle, sû'-i zan eden, sû'-i zanna maruz olur.
Mü'min kardeşinin harekâtını sû'-i tevil edenlerin harekâtı, yakın bir zamanda sû'-i tevile uğrar, cezasını çeker.

(Latif Nükteler /Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Görüyorum ki:
Şu dünya hayatında en bahtiyar odur ki:
Dünyayı bir misafirhane-i askerî telakki etsin ve öyle de iz'an etsin ve ona göre hareket etsin.
Ve o telakki ile, en büyük mertebe olan mertebe-i rızayı çabuk elde edebilir.
Kırılacak şişe pahasına, daimî bir elmasın fiatını vermez;
istikamet ve lezzetle hayatını geçirir.
(Mektubat/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Risale-i Nur,
insan olan bir insana,
acz ve fakrını derk ettirir.
Bedîüzzaman der ki:
"İnsan,
acz ve fakrını anlamakla,
tam Müslüman ve abd olur."

(Konferans /Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Leyle-i Kadr'in sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandıracak bir vakitte,
en iyi,
en efdal şeylerle meşgul olmak lâzım geliyor.


İnşâallah Kur'an'a ait mesaille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirane Kur'an okumak hükmündedir.

Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-ı Kur'an manaları risalelerin istinsah ve mütalaalarında vardır itikadındayız.

Zâten bu ciheti siz takdir etmişsiniz.

Barla - 332

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Şükrün mikyası;
kanaattır ve iktisaddır ve rızadır ve memnuniyettir.
Şükürsüzlüğün mizanı;
hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram helâl demeyip rastgeleni yemektir.
(Mektubat/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Hem madem her şeyin hakikatı,
Cenab-ı Hakk'ın bir isminin tecellisine bakar,
ona bağlıdır,
ona âyinedir.
O şey,
ne kadar güzel bir vaziyet alsa,
o ismin şerefinedir;
o isim öyle ister.
O şey bilse,
bilmese;
o güzel vaziyet,
hakikat nazarında matlubdur.
Sözler - 556

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

"Ey insan!

Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenasını düşünüp, hüzne düşme. Yalnız dünyevî ehemmiyetsiz meyvelerini görüp dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-u Kayyum'a aittir. Masarıf ve levazımatını, o tedarik eder. Ve o hayatın pek kesretli gayeleri ve neticeleri var ve ona aittir. Sen, o gemide bir dümenci neferisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak.

O hayat sefinesi, ne kadar kıymetdar olduğunu ve ne kadar güzel faideler verdiğini ve o sefine sahibi zâtın, ne kadar Kerim ve Rahîm olduğunu düşün, mesrur ol ve şükret ve anla ki: Vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netaic; bir cihetle senin defter-i a'maline geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder, seni ebedî ihya eder."


(Mektubat - Risâle-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

"Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun? Otuzikinci Söz'ün âhirinde denildiği gibi:

Dünyanın bin sene mes'udane hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rü'yet-i cemaline mukabil gelmeyen bir Cemil-i Zülcelal'in daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun. Mübtela ve meftun ve müştak olduğunuz mecazî mahbublarda ve bütün mevcudat-ı dünyeviyedeki hüsün ve cemal, onun cilve-i cemalinin ve hüsn-ü esmasının bir nevi gölgesi ve bütün Cennet, bütün letaifiyle bir cilve-i rahmeti ve bütün iştiyaklar ve muhabbetler ve incizablar ve cazibeler, bir lem'a-i muhabbeti olan bir Mabud-u Lemyezel'in, bir Mahbub-u Lâyezal'in daire-i huzuruna gidiyorsunuz ve ziyafetgâh-ı ebedîsi olan Cennet'e çağrılıyorsunuz. Öyle ise kabir kapısına ağlayarak değil, gülerek giriniz."

(Yirmi Üçüncü Söz - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Risâle-i Nûr Soru&Cevap Test Kanalı 👇

https://t.me/joinchat/X1VPxhJE6aFhOTVk

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

İşte ey insan! Aklını başına al. Eğer sen ölmezsen, ihtiyar olacaksın.
اَلْجَزَٓاءُ مِنْ جِنْسِ الْعَمَلِ
sırrıyla, sen vâlideynine hürmet etmezsen, senin evlâdın dahi sana hizmet etmeyecektir. Eğer âhiretini seversen, işte sana mühim bir define; onlara hizmet et, rızalarını tahsil eyle. Eğer dünyayı seversen, yine onları memnun et ki, onların yüzünden hayatın rahatlı ve rızkın bereketli geçsin. Yoksa onları istiskal etmek, ölümlerini temenni etmek ve onların nazik ve seriü't-teessür kalblerini rencide etmek ile
خَسِرَ الدُّنْيَا وَ الْاٰخِرَةَ
sırrına mazhar olursun. Eğer rahmet-i Rahman istersen, o Rahman'ın vedialarına ve senin hanendeki emanetlerine rahmet et.
(Mektubat)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

"Şu asırda maddiyyunluk fikri o derece istila etmiş ki, maddiyatı herşey'e merci' biliyorlar.
Böyle bir asırda has ehl-i iman, maddiyatı i'dam eder derecesinde ehemmiyetsiz gördüklerinden; Vahdet-ül Vücud meşrebi ortaya atılsa belki maddiyyunlar sahib çıkacaklar, "Biz de böyle diyoruz" diyecekler. Halbuki dünyada meşarib içinde, maddiyyunların ve tabiatperestlerin mesleğinden en uzak meşreb, Vahdet-ül Vücud meşrebidir. Çünki ehl-i Vahdet-ül Vücud, o kadar vücud-u İlahîye kuvvet-i iman ile ehemmiyet veriyorlar ki, kâinatı ve mevcudatı inkâr ediyorlar.
Maddiyyunlar ise, o kadar mevcudata ehemmiyet veriyorlar ki; kâinat hesabına, Allah'ı inkâr ediyorlar.

İşte bunlar nerede? Ötekiler nerede?"

(Hakikat Nurları - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Müslümanlık, dünyanın kıvamı olan bir dindir; cihan medeniyetinin istinad ettiği temelleri muhtevidir

Fransa'nın en maruf müsteşriklerinden Gaston Care (Gaston Kar), 1913 senesinde Figaro Gazetesi'nde, yeryüzünden müslümanlık kalkacak olursa, müsalemetin muhafazasına imkân olup olmadığı hakkında makaleler silsilesi yazmış ve o zaman, bu makaleler Şark Gazeteleri tarafından tercüme olunmuştu. Fransız müsteşriki diyor ki:

"Yüz milyonlarca insanın dini olan Müslümanlık, bütün sâliklerine nazaran, dünyanın kıvamı olan bir dindir. Bu aklî dinin menbaı ve düsturu olan Kur'an, cihan medeniyetinin istinad ettiği temelleri muhtevidir; o kadar ki, bu medeniyetin, İslâmiyet tarafından neşrolunan esasların imtizacından vücud bulduğunu söyleyebiliriz. Filhakika bu âlî din; Avrupa'ya dünyanın imarkârane inkişafı için lâzım olan en esaslı kaynakları temin etmiştir. İslâmiyetin bu faikiyetini teslim ederek, ona medyun olduğumuz şükranı tanımıyorsak da, hakikatın bu merkezde olduğunda şek ve şübhe yoktur."

Fransız muharriri, daha sonra, Kur'anın umumî müsalemeti muhafaza hususundaki hizmetini bahis mevzuu ederek diyor ki:

"İslâmiyet, yeryüzünden kalkacak ve bu suretle hiçbir Müslüman kalmayacak olursa, barışı devam ettirmeye imkân kalır mı? Hâyır, buna imkân yoktur!..."

- Gaston Care

(Nur'un İlk Kapısı - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

.. muvakkat bir seyrangâhtır.
Öyle ise, nazar-ı ibretle bak ve zahirî çirkin yüzüne değil;
belki Cemil-i Bâki'ye bakan gizli, güzel yüzüne dikkat et, hoş ve faideli bir tenezzüh yap
,
dön ve o güzel manzaraları irae eden ve güzelleri gösteren perdelerin kapanmasıyla akılsız çocuk gibi ağlama, merak etme.
(Sözler/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Siz dünyevî çok diplomatları her zaman dinliyorsunuz;
bir parça da âhiret hesabına konuşan, benim gibi kabir kapısında, vatandaşların haline ağlayan bir bîçareyi dinlemek lâzımdır.
(Tarihçe-i Hayat/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Hem meselâ: Tevazu'da ve terk-i enaniyette öyle lezzetli bir mükâfat var ki;
ağır bir yükten ve kendini soğuk beğendirmekten kurtarır.

(Latif Nükteler /Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Cenab-ı Hak
kemal-i kereminden ve merhametinden ve
adaletinden, iyilik içinde muaccel bir mükâfat ve fenalıklar içinde muaccel bir mücazat dercetmiştir
.
Hasenatın içinde, âhiretin sevabını andıracak manevî lezzetler, seyyiatın içinde, âhiretin azabını ihsas edecek manevî cezalar dercetmiş.

(Latif Nükteler /Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Sen o yirmidört saatin yirmiüçünü şu hayat-ı fâniyeye bilâ-tereddüd ve bilâ-perva sarfediyorsun.
Pek uzun seferin için elzem-i zâd olan beş vakit namazın edasına, bir saatin sarfında tehavün gösteriyorsun.

Yani, ağır davranıyorsun.
Hattâ sarfettiğin vakitte bir hisse de dünyaya çıkarıyorsun ki, namaz içinde dünyanı da düşünüyorsun.

Hallak-ı Kerim'in bu kadar az birşeyle şu kadar büyük şeyleri sana verdiği halde sen yapmazsan, senin bu insafsızlığın ile Cehennem sana lâyık olmaz mı ve sen ona müstehak olmaz mısın;
ey gafil ve ey târikü's-salât?


عَجِّلُوا بِالصَّلٰوةِ قَبْلَ الْفَوْتِ وَ بِالتَّوْبَةِ قَبْلَ الْمَوْتِ
(Nurun İlk Kapısı/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

evham-ı seyyieden temizlen.

İşte Kur'an âlemi kapıları açıktır.
İşte Kur'an cenneti "müfettehatü'l-ebvab"dır; gir bak.

Melaikeyi o Cennet-i Kur'aniye içinde güzel bir surette gör.

Herbir âyet-i Tenzil, birer menzildir.

(Sözler /Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Şu mübarek Şehr-i Ramazan, Leyle-i Kadr'i ihata ettiği için,
kendisi de ömür içinde bir leyle-i kadirdir ki,
muvaffak olanın ömrüne bin ömür katar.

Dakikası bir gündür.
Saati iki ay,
günü birkaç sene hükmünde bir ömr-ü bâkidir.


Senden ve âhiret hemşirem yani ikinci vâlidem ve kardeşimin muhterem vâlidesinden duanızı istiyorum.

Madem duada sizi şerik ediyorum, siz de benim duama âmîn hükmünde olarak dua ediniz.

(Barla /Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Duanın
en güzel,
en latîf,
en leziz,
en hazır meyvesi, neticesi şudur ki:

Dua eden adam bilir ki,
birisi var ki; onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli herşey'e yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerim zât var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyacatını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def'edebilir bir zâtın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp
الْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
der.
(Mektubat/Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Risale-i Nur şakirdlerine inkisar-ı hayal, gayretlerini ve ileri atılmasını ve ciddiyetlerini takviye etmek lâzım geliyor. Kırk sene evvel ehl-i siyaset, bana bir cinnet-i muvakkata isnadıyla tımarhaneye sevkettiler. Ben onlara dedim: Sizin akıllılık dediğinizin çoğunu ben akılsızlık biliyorum; o çeşit akıldan istifa ediyorum;

وَ كُلُّ النَّاسِ مَجْنُونٌ وَ لٰكِنْ عَلٰى قَدَرِ الْهَوٰى اِخْتَلَفَ الْجُنُونُ

kaidesini sizlerde görüyorum demiştim.

(Şualar 345.sh - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

✨Cuma'nın güzellikleri üzerimize olsun
___________ _ _

"Ey insan!
Fenaya, ademe, hiçliğe, zulümata, nisyana, çürümeye, dağılmaya ve kesrette boğulmaya gittiğinizi tevehhüm edip düşünmeyiniz! Siz fenaya değil, bekaya gidiyorsunuz. Ademe değil, vücud-u daimîye sevk olunuyorsunuz. Zulümata değil, âlem-i nura giriyorsunuz. Sahib ve Mâlik-i Hakikî'nin tarafına gidiyorsunuz ve Sultan-ı Ezelî'nin payitahtına dönüyorsunuz. Kesrette boğulmaya değil, vahdet dairesinde teneffüs edeceksiniz. Firaka değil, visale müteveccihsiniz."


(Yirmi Üçüncü Söz - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

"Bil ey hodgâm! Bu dünyada saadet, terk-i dünyada.

Hudabîn isen, o kâfidir, bıraksan da bütün eşya lehinde

Ger hodbîn isen, helâkettir, ne yaparsan bütün eşya aleyhinde.

Demek terki gerektir her iki halde bu dünyada.

Terki demek: Huda mülkü, onun izni, onun namıyla bakmakta.

Ticaret istiyorsan ger, şu fâni ömrünü bâkiye tebdilde.

Eğer nefsine talib isen, çürüktür hem temelsiz de.

Eğer âfâkı ister isen, fena damgası üstünde.

Demek değmez ki alınsa, çürük maldır hep bu çarşıda.

Öyle ise geç, iyi mallar dizilmiş arkasında..."

(Gençlik Rehberi - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Ey ehl-i kerem ve vicdan ve ey ehl-i sehavet ve ihsan!
İhsanlar zekat namına olmazsa, üç zararı var. Bazan da faidesiz gider. Çünki Allah namına vermediğin için, manen minnet ediyorsun; bîçare fakiri minnet esareti altında bırakıyorsun. Hem makbul olan duasından mahrum kalıyorsun. Hem hakikaten Cenab-ı Hakk'ın malını ibadına vermek için bir tevziat memuru olduğun halde, kendini sahib-i mal zannedip bir küfran-ı nimet ediyorsun.
Mektubat

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

"Allah'ın nuru ile nurlanan bir gönlün semasını hangi bulutlar kaplayabilir? Her an huzur-u İlahîde bulunmak bahtiyarlığına eren bir kulun ruhunu, hangi fâni emel ve arzular, hangi zavallı teveccüh ve iltifatlar ve hangi pespaye gaye ve ihtiraslar tatmin, teskin ve teselli edebilir?"

(A'sâ-yı Mûsa - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

Ve insanlar içinde her halde o ferd Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm olacaktır. Çünki zaman-ı Âdem'den şimdiye kadar hiçbir tarih, onun gibi bir ferdi gösteremiyor ve gösteremez. Zira o zât Küre-i Arz'ın yarısını ve nev'-i beşerin beşten birisini, saltanat-ı maneviyesi altına alarak, bin üçyüz elli sene kemal-i haşmetle saltanat-ı maneviyesini devam ettirip, bütün ehl-i kemale, bütün enva'-ı hakaikte bir "Üstad-ı Küll" hükmüne geçmiş. Dost ve düşmanın ittifakıyla, ahlâk-ı hasenenin en yüksek derecesine sahib olmuş. Bidayet-i emrinde, tek başıyla bütün dünyaya meydan okumuş. Her dakikada yüz milyondan ziyade insanların vird-i zebanı olan Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ı göstermiş bir zât, elbette o ferd-i mümtazdır, ondan başkası olamaz. Bu âlemin hem çekirdeği, hem meyvesi odur.


(Mektubat 308.sh - Risale-i Nur)

Читать полностью…

Risâle-i Nûr

"Vahdet-ül Vücud meşrebine sebebiyet veren aşkın enva'ından en mühim sebeb, aşk-ı dünyadır. Mecazî olan aşk-ı dünya, aşk-ı hakikîye inkılab ettiği zaman, vahdet-i vücuda inkılab eder. Nasılki insandan şahsî bir mahbubu, muhabbet-i mecazî ile sever. Sonra zeval ve fenasını kalbine yerleştirmeyen bir âşık, mahbubuna aşk-ı hakikî ile bir beka kazandırmak için, Mabud ve Mahbub-u Hakikî'nin bir âyine-i cemalidir diye kendini teselli eder, bir hakikata yapışır."

(Latif Nükteler - Risale-i Nur)

Читать полностью…
Подписаться на канал