Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Nerede Türkiye’nin katkısına, desteğine, yardımına ihtiyaç varsa biz tüm kudret ve kuvvetimizle oradayız. İyilik sancağını yüceltmeyi ve yükseltmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Читать полностью…Asırlar boyunca iyilik ve adalet hamuruyla yoğurduğumuz, kardeşlik ve hamiyet ruhuyla yeşerttiğimiz gönül coğrafyamızın her bir köşesi vakıf kültürümüzün eşsiz eserleriyle doludur.
Читать полностью…Polonya ile münasebetlerimizin eğitim ve kültürden bilim ve turizme uzanan geniş bir alanda güçlendirilmesi, dostluğumuzun geleceğine yapılmış mühim bir yatırımdır. 🇹🇷🇵🇱
Читать полностью…Türkiye’yi bölgesinin istikrar kaynağı olmanın da ötesine geçirerek barış diplomasisinin merkez üslerinden biri haline getiriyoruz.
Читать полностью…Aileyi korumak, ailevi değerleri yaşatmak hepimiz için millî bir görevdir. Şayet millet olarak gereken tedbirleri süratle almazsak yarınlarımız ciddi tehlike içindedir.
Bu mesele sadece AK Parti’nin, sadece Cumhur İttifakı’nın, sadece bizim iktidarlarımızın meselesi de değildir.
Muhalefetiyle, basınıyla, iş dünyasıyla, sivil toplumuyla bu mesele tüm milletimizin meselesidir.
Aile ve nüfus Türkiye için varoluşsal bir soruna dönmüşken muhalefetin, özellikle de CHP’nin politikalarındaki çarpıklık, sorunu daha da büyütüyor.
Öyle bir gaflet ve dalalet haliyle karşı karşıyayız ki…
Avrupa ve Amerika’da artık kreşlere, anaokullarına kadar bulaşmış LGBT musibetine karşı önlemler alınıyor.
Bizdeki muhalefet ise yönettikleri belediyeler ve yandaş sendikalar aracılığıyla LGBT sapkınlığının sponsorluğunu yapıyor.
Sahte bir özgürlük kavramının arkasında siper alarak millî bünyemize zaman ayarlı bir bomba yerleştiriyorlar.
Biz sapkın akımların millî bünyemizi işgal, iğfal ve istila etmesine karşı aile kurumunu güçlendirmeye yönelik kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz.
Aile müessesesini güçlendirecek, gençlerimizin yuva kurmasını kolaylaştıracak, aileye yönelik tehdit ve tehlikeleri bertaraf edecek yeni projeleri, düzenlemeleri ve uygulamaları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
Sayın Özel’i ve CHP yönetimini bir kez daha sorumlu siyaset yapmaya davet ediyorum.
Özellikle Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum.
CHP yönetimi artık Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir.
Kullanılan dil bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş son derece sorumsuz, son derece tehlikeli bir dildir.
Türkiye’nin birliğini, dirliğini, bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini korumak hepimizin görevidir, millete karşı ortak mesuliyetidir.
Muhalefette olmanız bu gerçeği değiştirmez, değiştirmemelidir.
Bu ülkede Kürt de Alevi de muhafazakâr da demokrat da en şedit baskıyı CHP’den görmüş, CHP’nin faşist zihniyeti eliyle yaşamıştır.
CHP yönetimi Alevi vatandaşlarımızı istismar edeceğine, kışkırtacağına önce çıksın, onlara yaptıkları zulümden dolayı nedamet getirsin.
Biz AK Parti olarak siyasi rekabet noktasında hem Sayın Özel’den hem de ekibinden ziyadesiyle memnunuz.
Alayıvala ile açıkladığı kart oyunlarından memnunuz.
Gençlerin eğlencesi olan gaflarından memnunuz.
Marjinal sol örgütlerin sloganına hapsolan söylemlerinden memnunuz.
Belediye başkanları tarafından tekzip edilen iddialarından memnunuz.
Üye ve delege hesaplarının maskarası olmasından memnunuz.
Yurt dışında zerre kadar itibar görmemesinden memnunuz.
Yurt içinde kimse tarafından kale alınmamasından memnunuz.
Ne İsa’ya ne Musa’ya bir türlü yaranamayan, iki arada bir derede kalmış acizliklerinden memnunuz.
Çok ama sürekli boş konuşmasından fevkalade memnunuz.
Biz karşımızda böyle bir profilin bulunmasından asla şikâyetçi değiliz, böyle devam ettikleri sürece hiçbir zaman da rahatsız olmayız.
Bizim üzüntümüz ana muhalefet partisi liderinin bu hallere düşmüş olmasınadır, bu tablonun Türk demokrasisine yakışmamasınadır.
Bizim üzüntümüz genel başkan değişse de CHP’nin faşist zihniyetinin olduğu yerde çakılı kalmasınadır.
Şahsi siyasi ikbali uğruna bile olsa kimsenin siyaset kurumunu bu duruma düşürmeye hakkı yoktur.
Bugün son derece anlamlı bir yıl dönümünü, İstiklal Marşımızın kabulünün 104’üncü seneidevriyesini idrak ediyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ülkemizin millî marşı olarak kabul edilen İstiklal Marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif’i rahmetle yâd ediyorum.
İstiklal Marşımız sıradan bir şiir de sıradan bir marş da değildir.
Bağımsızlığımızın timsali olan İstiklal Marşımız, aynı zamanda necip milletimizin hissiyatının, kahramanlığının ve asil karakterinin dizelere, cümlelere, kelimelere harf harf işlenmiş sembolüdür.
Bu marş, toprakları müstevliler tarafından işgal edilmek istenen bir milletin emperyalizme karşı direniş anıtı, varoluş beyannamesidir.
Bir şiirden öte 85 milyon olarak bizi birbirimize kardeş kılan, yolumuzu aydınlatan, ufkumuza yön veren değerlerin epik bir özeti olan marşımıza hayat veren imana, inanca ve sevdaya hep beraber sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Biz Filistin’i daima ruhumuzun ruhu olarak gördük, Filistinli kardeşlerimizi canımızın canı olarak bildik.
Dört asır boyunca aynı çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık.
Siyonist rejimin 471 gün süren işgal ve soykırım politikası karşısında Gazzeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık.
Saldırıların başladığı 7 Ekim’den itibaren akan kanı durdurmak amacıyla tüm imkânlarımızı seferber ettik.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda Filistinli mazlumların sesi olduk.
9 ülkenin daha Filistin’i tanımasına katkı sunduk.
Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık.
Gazze’ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırdık.
İsrail’le olan ticari işlemleri tamamen durdurduk.
Katılımcı sayısı 500 binleri aşan mitinglerle, boykotlarla, farkındalık çalışmalarıyla Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesine omuz verdik.
Gazzeli 1.369 hasta, yaralı ve refakatçinin ülkemizdeki hastanelerde tedavilerine devam etmelerini sağladık.
2 bine yakın Filistinli kardeşimize birçok ilimizde barınma imkânı sunduk.
Siyonist rejime şirin gözükmek için Filistin’in direnişine çamur atanlara, terör örgütü iftirası atanlara, lafa her başladığında amalı, fakatlı cümleler kuranlara rağmen Gazze’nin kahraman evlatlarının daima yanında olduk.
Ezelden ebede uzanan kardeşliğimize kimse engel olamayacaktır.
Filistin’i ve Filistinli kardeşlerimizi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız.
Dış politikada son haftalarda yaşanan tartışmalar artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğini göstermiştir.
Daha açık bir ifadeyle, kural ve hukuk temelli olduğu iddia edilen küresel sistem, çöküş evresine girmiştir.
Uluslararası nizama balyozu en sert vuranlar ise sistemin banileridir.
Filistin, Lübnan ve Ukrayna başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde sarsıntının seslerini hepimiz duymaktayız.
Hemen herkes artık geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini kabul ve ikrar ediyor.
Biz de tüm stratejilerimizi buna göre şekillendiriyoruz.
Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine her açıdan idmanlı girmeyi hedefliyoruz.
Sırtımızdaki yüklerden kurtulmuş, ayağımızdaki prangaları parçalamış bir şekilde yeni dönemi karşılamak niyetindeyiz.
Terörsüz Türkiye hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde 85 milyon olarak küresel rekabette çok büyük bir avantaj elde edeceğiz.
Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi ortak çıkarlar temelinde, karşılıklı saygıyı esas alan, tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla geliştirmek istiyoruz.
Köprüden önceki son çıkışın Türkiye olduğunu kendilerine hatırlatıyoruz.
Son dönemde, özellikle Ukrayna bağlamında yaşanan tartışmaların Birlik üyesi ülkelerde endişeyle karşılandığı görülüyor.
Avrupa Birliği, yakın zamandaki en büyük güvenlik sınamalarından birini yönetmeye çalışıyor.
Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin ilk günden itibaren izlediği dengeli, tutarlı ve ilkeli tutumunun kıymeti bugün daha iyi anlaşılıyor.
Avrupalı dostlarımızın yeniden şekillenen dünyada yeni Türkiye’nin rolünü kavramaları, stratejilerini de buna göre belirlemeleri temennimizdir.
Bu anlayış birliği tesis edildikten sonra Türkiye ile Avrupa arasındaki münasebetlerin her alanda hızla serpileceğine inanıyorum.
1 milyon Suriyeli Baas rejimince katledilirken nerede duruyorsak bugün de aynı yerde duruyoruz.
Geçen yıl seçim kazanmak uğruna faşizmin en ilkel hali sergilenirken neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri savunuyoruz.
Suriye konusunda kimse bize vicdan dersi veremez.
Varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanlar bugün çıkıp bize hadsizlik edemez.
Biz hem Suriye’de hem de Gazze’de kardeşlik sınavımızı alnımızın akıyla vermiş bir hükûmetiz.
Türkiye, insani ve ahlaki olarak ne yapılması gerekiyorsa dün olduğu gibi bugün de fazlasıyla yapmaktadır.
Muhalefet en azından böyle muhataralı bir konuda sorumlu davranmalı, fitne ateşine odun taşımaktan artık vazgeçmelidir.
Açık ve net söylüyorum:
Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir.
Hele hele soykırımcı canilerden medet ummak, kelimenin tam anlamıyla mandacılıktır.
Türkiye gibi Suriye de bağımsızlığını şehit kanlarıyla kazanmış özgür bir devlettir.
Eski kötü günlerin hayalini kuranlar Allah’ın izniyle hüsrana uğrayacaktır.
Biz “herkes için barış, herkes için istikrar” dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor.
Bunun son örneğine komşumuz Suriye’de eski rejim artığı provokatörlerin mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk.
Türkiye olarak Suriye’nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz.
Cumhurbaşkanı Şara’nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz.
8 Aralık’tan beri Sayın Şara, rövanşizm tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlemektedir.
Bunun güçlenerek devam etmesi, Suriye’ye yönelik oyunları bozacaktır.
Suriye’nin on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz.
Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak ülkelerinin parçalanmasını ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum.
Dün Kadıköy Meclis Üyemize yönelik sergilenen küstahlık ve faşizm, 28 Şubat zihniyetinin CHP’de hâlen devam ettiğini bir kez daha göstermiştir.
“Kadınlara had bildirme” edepsizliği bir CHP geleneğidir, CHP’nin genlerine işlemiştir, aradan geçen süreye rağmen hiç değişmemiştir.
Dün tekrar görüldüğü üzere CHP, kadın düşmanı bir partidir.
CHP, kadınların fikirlerini özgürce ifade etmesine tahammülü olmayan baskıcı, nobran, faşist bir siyasi teşekküldür.
CHP kadın düşmanlığıyla maruf zihniyetinden ne kadar erken kurtulursa, bünyesindeki rezillikleri ne kadar kısa sürede temizlerse hem ülkemiz hem de kadınlar için büyük bir iyilik yapmış olur.
Aslında grup kürsüsünde kurduğu cümlenin daha buharı tüterken bizzat kendi belediye başkanı tarafından tekzip yiyen bir şahsa ne desek boş.
Lideri olduğu partide sözünün değeri olmayan bir genel başkanın millette itibarının olması zaten mümkün değildir.
Sayın Özel, siyasette kendini geliştirmek yerine belediye başkanlarının yolsuzluklarını aklamaya mesai harcadıkça daha çok yalanlanır, kendini partisinde ve kamuoyunda daha çok gülünç duruma düşürür.
Ülkenin her meselesinde olduğu gibi kadın konusunda da bilindik ezberleri tekrarlayanlara daha fazla sözü israf olarak görüyor; onları hezeyanlarıyla, ayak oyunlarıyla, koltuk kavgalarıyla baş başa bırakıyoruz.
27 Şubat’ta yayımladığımız yönetmelikle bundan böyle her sene 13-20 Mart tarihleri arasını inşallah İyilik Haftası olarak kutlayacağız.
Hafta boyunca Diyanet İşleri Başkanlığımız başta olmak üzere ilgili birçok kurum ve kuruluşumuzla birlikte pek çok faaliyet icra edeceğiz.
Böylelikle inanç ve medeniyet değerlerimizin en yüksek ideallerinden biri olan iyiliği her alanda teşvik edip destekleyecek, iyilik çınarının çok daha derinlere kök salması için hep beraber samimiyetle çaba sarf edeceğiz.
Fahri Kâinat Efendimizin “Allah’ım, yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap.” duasından hareketle bireysel ve toplumsal hayatımızda iyiliği artırmak için gayret göstereceğiz.
İyilik Haftası’nın ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bu yıl 8’incisini düzenlediğimiz, kendi alanında artık bir markaya dönüşen Uluslararası İyilik Ödüllerimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, İyilik Ödülü’ne layık görülen tüm kardeşlerimi içtenlikle tebrik ediyorum.
Yeryüzünün dört bir yanında iyilikte ve hayırda yarışarak bir gurbet misafirhanesi olarak gördüğümüz bu dünyaya bereket katan tüm gönül insanlarına şahsım ve milletim adına saygılarımı, şükranlarımı sunuyorum.
Farklı kıtalardan, farklı ülkelerden gelerek programımızı teşrif eden muhterem misafirlerimizi selamlıyor; bizleri iyiliğin, hamiyetin, hayrın ve güzel ahlakın bu mis kokulu ikliminde buluşturan Türkiye Diyanet Vakfımıza ve Diyanet İşleri Başkanlığımıza teşekkür ediyorum.
Bugün Polonya Başbakanı Sayın Tusk ve heyetiyle Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bir araya geldik. 🇹🇷🇵🇱
Polonya’yla 6 asrı aşan köklü tarihimizden aldığımız güçle bugün bölgemizi ilgilendiren her konuyu açık yüreklilikle iki müttefik ve stratejik ortak olarak ele aldık.
2024 yılında yaklaşık 12 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimizi ve karşılıklı yatırımlarımızı daha da ileriye taşımakta kararlıyız.
Yeni ticaret hacmi hedefi olarak 15 milyar doları tespit ettik.
Türkiye ve Polonya, NATO’nun Avrupa’daki en büyük iki kara ordusuna komuta eden, İttifakın doğu ve güney kanatlarında konumlanan iki kilit müttefiktir.
Ülkelerimiz, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin geleceğinde vazgeçilmez yere sahiptir.
Dostum Tusk ile Avrupa’da güvenliğin geleceğini de değerlendirdik.
Ülkelerimiz arasında hızla gelişmekte olan savunma sanayisi iş birliğinin yeni projelerle güçlendirilmesine yönelik çalışmalara değindik.
İş insanlarımız ve öğrencilerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımızın vize sorunlarının çözülmesine önem veriyoruz.
Avrupa Birliği’yle iş birliğimizi karşılıklı fayda ve saygı temelinde ilerletme arzusunda olduğumuzu muhataplarımızla sık sık paylaşıyoruz.
Avrupa Birliği güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye’nin tam üyeliği ile başarabilir.
Rusya-Ukrayna savaşındaki son durum da gündemimizin en ön sıralarında yer aldı.
Türkiye’nin bu savaşla ilgili tutumu ilk günden beri gayet sarihtir.
Biz daha fazla kan akmamasını, her iki komşumuzun adil bir barışla savaşı sonlandırmasını istiyoruz.
Son gelişme Rusya ve Ukrayna’nın müzakere masasına dönüşünü sağlarsa biz görüşmelere ev sahipliği yapmak da dâhil adil ve kalıcı bir barışın tesisi için her türlü katkıyı sunmaya hazırız.
Biz kadının güçlendirilmesini ailenin zayıflaması ve zayıflatılması olarak asla görmüyoruz.
Meseleye kadın ile erkek arasındaki çatıştırıcı, ayrımcı söylemlerin aksine kadının azim ve kararlılığının aileyi desteklediği perspektifinden bakıyoruz.
Böyle olduğu için de hiçbir zaman kadın üzerinden siyasete tevessül etmedik; kadınlarla birlikte, kadınlar için, hep birlikte ülkemiz ve milletimiz için siyaset yapmayı tercih ettik.
İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yola devam edeceğiz.
Kadın ve aile düşmanı olduğunu her fırsatta gösteren CHP’ye, CHP’nin kadına had bildiren küstah zihniyetine, kadınları sadece vitrin süsü olarak gören çarpık bakış açısına rağmen Allah’ın izniyle bunu hep birlikte başaracağız.
Biz başkaları gibi şov peşinde olmayacağız, üç liralık hizmetin reklamına beş lira harcamayacağız.
Vatandaşın sıkıntısını, derdini, ihtiyacını, mağduriyetini şov aracı, muhalefetin yaptığı gibi siyasi rant malzemesi haline kesinlikle getirmeyeceğiz.
Ülkemizin iç dinamiklerini kaşıyarak bu milleti tekrar kendi iç gündemine hapsedemeyecekler.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Allah’ın izniyle ülkede yeni sorunların, yeni kutuplaşmaların ortaya çıkarılmasına müsaade etmeyeceğiz.
CHP Genel Başkanı Sayın Özel, partisi içinde sıkıştıkça dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz, son derece çirkin bir dile sarılıyor.
Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize züldür.
Zira bir siyasetçinin itibarının ölçüsü ağzından çıkan lafın doğruluğudur, ağırlığıdır.
Daha söylediği sözün dumanı tüterken kendi partilisi tarafından tekzip yiyen bir şahıs sadece siyasetin değil, haysiyetin ve erdemin de ne olduğunu bilmiyor demektir.
Hatırlayınız…
Büyük Kongremizde partimize katılan yeni arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu, kendince üst perdeden ahkâm kesti.
Utanmadan, sıkılmadan bize siyasi ahlak dersi vermeye kalktı.
Peki sonuçta ne oldu?
Aradan bir hafta bile geçmeden çark etti.
Kürsüden savurduğu büyük lafların altında ezildi.
Affınıza sığınarak söylüyorum, tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı.
Böyle tutarsız ve dirayetsiz birini nasıl ciddiye alalım?
Kendi belediye başkanlarından ayar yiyen, çarkçılıkta selefini çırak çıkartan bir kişiyi biz niye muhatap alalım?..
Suriye’nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz.
Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması, Suriye’nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir.
Bunun da kazananı, Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır.
Her zaman üzerine basa basa söylüyorum:
Araplar, Türkler, Kürtler olarak kardeşliğimizi yücelttiğimiz ölçüde oyunları bozar, geleceğimizi güvence altına alabiliriz.
Birbirimizin elini tutmaktan, birbirimize sıkıca kenetlenmekten, birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermekten başka kurtuluş yolunun olmadığını aklımızdan çıkarmamalıyız.
Son dönemde İslam ülkelerinin Filistin davasını sahiplenme, Filistinlilerin haklarını koruma noktasında ortaya koyduğu güçlü iradeyi memnuniyetle karşılıyoruz.
Gazze’nin geleceğine yönelik Kahire’de toplanan Acil Gazze Zirvesi’nde oluşan planı çok kıymetli buluyoruz.
19 Ocak’ta varılan mutabakatın devam ettirilmesini temenni ediyoruz.
Ancak Netanyahu hükûmetinin ateşkesi baltalama girişimleri ilk günden beri artarak sürmektedir.
Siyonist yayılmacılığı devlet politikası haline getiren mevcut hükûmetin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi biliyoruz.
Bölgemizde böl, parçala, yönet taktiğine dayalı yeni planların devreye alınmasına geçit vermeyeceğiz.
Filistinlileri topraklarından sürgün ederek Filistin halkına ikinci bir Nekbe felaketi yaşatmaya dönük projelerin hiçbiri kabul edilemez.
Filistin’in tapusu, Filistinli kardeşlerimizin elindedir.
Filistin, asırlardır olduğu gibi var olmaya yine devam edecektir.
Bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde büyük bir trajedinin, son asrın en barbar soykırımlarından birinin mağdurlarını misafir ettik.
Gazze’nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını Milletin Evi’nde, bu gazi mekânda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duydum.
Ramazan-ı Şerif’in kardeşliğimizi perçinleyen ikliminde iftarımızı teşrif eden Filistinli ailelerimize teşekkür ediyorum.
Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’daki kardeşlerimizi, dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin’in yiğit evlatlarını saygıyla selamlıyorum.
Zulme ve zalime meydan okuyan, şehadet şerbetini vakarla, huşuyla, çehrelerinde açan tebessüm çiçekleriyle yudumlayan tüm şehitlerimizi, Filistin’in yürekli evlatlarını bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyorum. 🇹🇷🇵🇸
Türkiye kırk yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken yeni fay hatları oluşturmanın ülke düşmanları dışında kimseye faydası olmaz.
Milletçe iç cephemizde gedik açılmasına eyvallah diyemeyiz.
Yakın çevremizde yıllardır oynanan kirli oyunu Türkiye’de de sahnelemek isteyenlere 14 yıldır olduğu gibi yine fırsat tanımayacağız.
Yeni süreçte komşumuz Suriye’nin toparlanması, toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını koruması, tüm etnik ve mezhebî unsurlarıyla huzura ermesi için elimizden gelen her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz.
Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek Suriye’de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz.
2024’te %3,2’lik büyümeyle G20 ülkeleri arasında 4’üncü sıraya yerleştik. Yatırımlar ve ihracatın rüzgârını arkamıza alarak bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz.
Читать полностью…Biz ne Irak’ta ne Suriye’de ne Lübnan’da ne de diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle, inancıyla ilgilenmiyoruz.
Tüm insanları Hazreti Ali Efendimizin buyurduğu üzere “ya dinde kardeşimiz ya da yaratılışta eşitimiz” olarak görüyoruz.
Bugün dâr-ı bekâya uğurladığımız, Bereketzâde Camii İmam Hatiplerinden Hafız Kasım Yağcıoğlu Hocamıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Kıymetli hocamızın ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve yetiştirdiği on binlerce talebesine sabrıcemil niyaz ediyorum.
Bugün yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve İl Koordinasyon Kurullarını kurduk.
Yeni kurullarımızla kadınlara yönelik hizmetlerin daha etkin yürütülmesini amaçlıyoruz.
Yeni ihdas ettiğimiz koordinasyon kurullarımız, tüm kadınlar için hayırlı, uğurlu olsun.
Kadın kooperatiflerini güçlendirerek hanım kardeşlerimizin el emeği göz nuru ürünlerini yerel sektörlerden uluslararası alana taşıyoruz.
Geniş kapsamlı eğitim ve finansman programları ile kadın girişimciliğini destekliyoruz.
Küresel bir sorun olan kadına yönelik şiddeti siyaset üstü bir anlayışla ele alıyor, sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi yürütüyoruz.